Hacamat geleneksel bir uygulamadır. Kökeni eski çağlara dayalı bu uygulama Hipokrat zamanına kadar dayandırılabilir. Eski çağlardan beri geleneksel, törensel, dini ritüellerle tedavi amaçlanarak kullanılan, bir yöntemdir. Günümüzde daha çok kan akıtma, kupa çekme, sülük tedavisi gibi yöntemler için kullanılan bir tanımlama halini almıştır.
Aslında geleneksel tıbbi tedavi içinde yer aldığı söylense de, bugün modern tıbbın uygulamaları ve bilgisiyle çoğunlukla örtüşmemektedir.
Kökeni eski çağlara dayalı bu uygulama aslında törensel bir ritüeldir. Hastaya tıbbi yarardan daha çok psikolojik destek sağlamak amacını güder.
Kupa çekme vs gibi birtakım hacamat yöntemleri, kaslarda kan dolaşımını arttırarak kas ağrılarında faydalı olabilir. Ancak gönümüzde fizik tedavi ve rehabilitasyon bunu tens, vakum gibi yöntemlerle kontrol edilebilir, ölçülebilir ve hastaya göre değiştirilebilir hale getirmiş ileri yöntemlerle uygulamaktadır.
Kan akıtma, iltahap boşaltma da, hacamat yöntemleri arasında yer alabilir. Ancak modern tıpta iltihabi bölgedeki, apse kolleksiyonu (birikintisi) hastalığın tipine göre, cerrahi drenaj (boşaltma) ve aspirasyon (bir çeşit çekerek boşaltma) gibi yararı kanıtlanmış tıbbi girişimlerle yapılır. Ve bu boşaltmayı izleyerek, hastalığın tanısına göre kültür antibiogramla mikrobun izole edilmesi ve uygun antibiyotik verilmesi veya mikroorganizma üremeyen durumlarda ek ilaç tedavileri gerektirir.
Günümüzde sülük uygulamaları, plastik cerrahlarında zaman zaman hematomların (kan birikimleri) boşaltılmasında kullanabildiği yöntemlerdir.
Temelde meme de hacamatla tedavi edilebilecek bir hastalık yoktur. Bazı plastik cerrahi girişimler sonrası oluşan cerrahi hematomlarda, flep ameliyatlarında sülük uygulamaları ile ameliyat bölgesinde biriken kanın boşaltılması amacıyla kullanılabilmektedir.
Geleneksel yöntemde iltahap boşaltmak için kullanıldığını varsaysak; örneğin emzirmeye bağlı mastitlerde sebep mikroorganizmalardır ve antibiotik tedavisi gerektirir. Granülomatöz mastitde ise iltahabın nedeni idiopatik ve otoimmündür. Hastalığın sebebi bilinmemektedir ve kişinin kendi meme dokusuna karşı oluşan otonom bir iltabi reaksiyondur. Tedavisi oldukça karmaşıktır. Hacamatla iltabı boşaltmak amacıyla açılan kesiler, fistülle (ciltten sürekli iltahap akıtan açık ağızlar ve yaralarla) sonuçlanmaktadır. Bu da tedaviyi güçleştirmektedir ve hasta için de oldukça ızdıraplıdır.
Memede hacamatın faydalı olduğu durumlar çok kısıtlıdır. Cerrahi hematomlarda (kan birikinti alanları) sülük uygulamaları faydalı olabilir. Ancak kullanılan sülükten de geçebilecek bir takım paraziter ve bakteriyel veya virütik hastalıklara yol açabilir veya üstüne enfeksiyon eklenebilir.
Meme iltihabi hastalıklarının tedavisinde ise uygulanması zarar verici olabilir.
Memenin pek çok mastit hastalığı vardır ve hepsinin de tıbbi tedavisi birbirinden farklıdır.
Emziren annelerde görülen “laktasyonel mastit” bakteri kaynaklıdır. Cilt bakterilerinin veya bebeğin ağız florası bakterilerinin meme başında oluşan çatlaklardan girerek sütte çoğalması ve iltihabi belirtiler oluşturmasıdır.
Memede emzirme döneminde oluşan bu enfeksiyon başlangıç aşamasında yani sadece ağrı ve memede ısı artışı varken antibiyotikle kolayca tedavi edilir. Bu aşamada tedavi edilmezse bakterilerle artan iltahap, apseye ilerleyebilir. Bu aşamada hacamatla boşaltılabilir. Ancak emziren annelerde laktasyonel yani emzirmeyle ilişkili apselerin cerrahi teknik boşaltılması özellik gösterir, tıbbi olarak bile uygun yapılmazsa süt fistüllerine (meme cildinde oluşan ağızdan süt gelmesi) neden olabilir. Hacamatta bu iltahabın boşaltılması da aynı etkiye neden olabilir süt fistülü oluşabilir.
Hacamatla iltahabın sorunsuz boşaltıldığını düşünsek bile, bakterilere antibiyotik tedavisi verilmediği için enfeksiyon devam edecektir.
Granülomatöz mastitte ise durum daha farklıdır. Hastalığın kendisi zaten fistül yapmaya meyillidir ve fistül oluştuğunda tıbbi tedaviler bile karmaşık ve zorlayıcıdır. Hacamatla yapılacak boşaltma işlemleri varolan hastalığı komplike hale getirecektir.
Meme kanserlerinin çoğu, meme duktuslarını döşeyen hücrelerden, terminal duktal lobüler unitten başlar. Hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması ile meme kanseri oluşur. Meme kanserlerinin patolojik incelenmesi ve bir takım özel boyamalarla kanserin biyolojik alt tipine göre bile tedavi değişiklik gösterir. Meme kanserinde hacamat, kan akıtma, sülük ya da kupa gibi yöntemlerin bu durumu düzeltmesi beklenemez.
Meme kanseri tedavisi, meme kanserinin hücresel ve biyolojik alt tipine, tümörün boyutuna, yayılım yapıp yapmadığına, evresine ve hastanın yaşı ek hastalıklarına göre yönetilir ve yürütülür.
Kanserin özellikleri tedavi şeklinin ana belirleyicisidir. Tüm bu özelliklere göre önce ameliyat sonra kemoterapi (kanser ilaçlarıyla tedavi),radyoterapi (ışın tedavisi),hormonoterapi (hormon kapılarını kapatmak için anti hormon özellikli ilaçlar) yapılabilir.
Kanserin biyolojik alt tipi veya evresi nedeniyle önce kemoterapi ile başlayıp sonra cerrahi yapmak, sonuca göre ek tedaviler gerekebilir. Uygulanacak cerrahi yöntem de her hasta için aynı tümör için bile farklılık gösterir. Bu konunun ayrıntıları için meme kanseri tedavisine bakabilirsiniz.