Meme kanseri, memeyi oluşturan süt bezleri ve meme başına uzanan süt kanallarını (duktuslar) veya nadiren bunları çevreleyen destek dokudaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla gelişen tümöral bir oluşumdur.
Tüm kanser tiplerinde olduğu gibi meme kanseri hücreleri de vücutta başka yerlere, başka organlara yayılabilme (metastaz yapma) özelliğine sahiptir. Vücutta ulaştıkları herhangi bir yerde ana meme tümörüne benzeyen ve kontrolsüz büyüyen kitleler oluşturabilirler.
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Yaşamı boyunca her 8 kadından birinde meme kanseri görülür. Kadınlarda tüm kansere bağlı ölümlerde meme kanseri 2. sırada yer alır. Daha az sıklıkta olmasına rağmen meme kanserlerinin %1’ i erkeklerde görülür ve meme kanseri tedavisi kadınlara göre değişkenlikler gösterir.
Meme kanseri olan hastaların memesinde, aşağıdaki belirtilerden biri veya birkaçı bir arada bulunabilir;
Meme kanserinin ilk belirtisi genellikle memede kitledir. Meme kanserli kadınların %70’ ine yakınında ilk bulgu KİTLE varlığıdır. Meme kitlelerini düzenli tarama ve kontrol programı altında bulunmayan hastalar genellikle kendileri bularak doktora gelirler. Tarama programında olan veya düzenli klinik meme muayenesi yapılan kadınlarda, meme kanseri kitle olarak ele gelmeden görüntüleme yöntemleri ile (mamografi, USG) saptanabilirler.
Kanserli memede saptanan kitlenin özellikleri önemlidir:
Meme kanserini düşündüren kitle özellikleridir.
Meme kanserinde kitle, meme dokusunun kapladığı alanda, her yerde görülebilir. Meme başı arkasında olabilir. Koltuk altına yakın bölgede yerleşebilir.
Meme kanserlerinin herhangi bir memeyi daha çok tuttuğuna dair bir veri yoktur. Bazen her iki memede birden aynı anda olabilir. Meme kanseri, memede tek kitle olarak ortaya çıkabileceği gibi, birkaç yerden başlayan çoklu kitleler halinde de olabilir. Her iki memede, aynı anda farklı özelliklerde de görülebilir. Bu meme kanserlerinin biyolojik davranışlarıyla ilgilidir.
Meme kanserinin birinci evresinde tümör boyutu 2 cm’ nin altındadır. Koltuk altı lenf bezlerine sıçrama/ yayılma olmamıştır. 2 cm’ ye kadar boyuttaki meme kitleleri, büyük ve dens memelerde bazen ele bile gelmeyebilirler ve sadece görüntüleme yöntemleriyle saptanabilirler.
Memede kanserin oluşturduğu kitlelerin büyük çoğunluğu ağrı yapmazlar. Kanserin tipine, boyutuna, kişinin memesinde bulunan diğer değişikliklere ve hastalıklara (fibrokistik hastalık gibi) bağlı olarak meme kanserine ağrı eşlik edebilir. Ya da meme kanseri çok ileri boyutlara ulaşıp, meme derisini veya memenin üzerinde oturduğu göğüs duvarı yapılarını tuttuğunda ağrı olabilir. Meme kanserinde, ağrı aşırı yoğun ve fibrokistik yapıdaki memelerde, kitlenin yarattığı gerginlik nedeniyle ağrı olabilir. Ancak sıklıkla ağrı meme kanserine tanı koyduran bir bulgu değildir.
Erken evre meme kanserleri veya memenin kanal içi kanserleri (duktal karsinoma insitu / DCIS) bazen belirti vermeyebilirler. Meme kanserinin belirtileri memenin boyutu ve yapısı ile de ilgilidir. Küçük bir memede 0,5 cmlik bir kitle bile fark edilirken, çok büyük bir memede, yapısı yoğun (dens) memede cm boyutundaki kitleler fark edilmeyebilir.
Yağlı yapıda bir memede kitleler daha kolay ele gelir. Dens yapıda yoğun memelerde kitleler, daha zor fark edilebilir. Bu nedenle meme kanseri farkındalığı çok önemlidir. Ailesel ve kalıtsal riski olan hastalar, ailelerinde meme kanseri ortaya çıkan en genç kişiden 10 yıl önce meme muayenelerine başlamalıdırlar. 30 yaşında tüm kadınlar en az yılda bir kez klinik meme muayenesi olmalıdırlar.
Meme kanserleri üreme potansiyellerine göre (ki bu meme kanserinin hücresel özellikleri ve biyolojik davranışıyla ilişkili bir durumdur) hızla büyüyerek birden ortaya çıkabilirler. Yine meme kanserinin özelliklerine göre, kanser kitlesi çok büyümeden lenf bezlerine veya uzak organlara yayılım da yapabilirler ve yayıldıkları organla ilgili belirti verebilirler. Ancak farkındalık ve düzenli klinik meme muayenesi yaptırmak, hızlı büyüyen ya da sinsi ilerleyen meme kanserlerinin bile erken yakalanmasını sağlar ve alınacak tedaviler azalacağı için hastanın hayat kalitesini artırır.